aciz
| |||||
aciz Gücü bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük: "Kendimde mukavemet yerine zaaf, taarruz yerine aciz, mücadele yerine gevşeklik hissediyorum."- E. İ. Benice. Beceriksizlik: "Aczini bilmek de bir meziyettir."- Ö. Seyfettin. hukuk Kişinin ve kuruluşun borcunu vaktinde ödeyememesi durumu. Gücü bir işe yetmez olan, güçsüz: "İhtiyar imparatorluk, bu genç devlet karşısında âcizdi."- Y. K. Beyatlı. Beceriksiz: "Ne âciz heriflermiş, iki yıl daha dayanamazlar mıydı?"- R. H. Karay. zarf Güçsüz veya beceriksiz bir biçimde: "Ayaklarındaki postalların yarısı yok bir hâlde mart havasının sert soğuğunda âciz ve sefil titriyordu."- H. E. Adıvar. isim Alçak gönüllülük gösteren kimsenin kendisinden söz ederken söylediği söz: "Biraz sonra Gazi yanına seryaveri Salih Bey'in yaveri Muzaffer Bey'i ve âcizi alarak otomobile bindi."- R. E. Ünaydın. "aciz" nasıl hecelerine ayrılır a-ciz | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |