alt
| |||||
alt Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı: "Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor."- Z. O. Saba. Bir nesnenin tabanı: "Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi imkânsızdı."- O. C. Kaygılı. Oturulurken uyluk kemiklerinin yere gelen bölümü: "Altına sandalye çekmek."- . Bir şeyin yere yakın bölümü. Birine göre daha aşağı mevkide olan kimse, madun. sıfat Sınıflamalarda ikinci derecede olan: "Alt sınıf. Alt cins. Alt takım."- . sıfat Birkaç şeyden aşağıda olan: "Yeleğinin alt düğmesi iliklenmemiş."- H. Taner. "alt" nasıl hecelerine ayrılır alt İlgili Kelimelerabaşoallak bullak alt diş alt yanı altayca Altayist Altayistik altı yol altıgen altılı altılık altın altın gibi altın kaplama altın küpü altın rengi altın sarısı altın yüreklilik altıncı altıncı ayak altıncılık altını ıslatmak altınımsı altınlaşma altınlaşmak altınoluk altınsı altışar altız altlama altlı altlı üstlü altmış altmışaltı altmışar altmışıncı altmışlık altsız altuni altüst etmek altyapısal askıya almak ast aşağıdan almak Au avam ayak ayar ayrım battıçıktı | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |