alıkoymak
| |||||
alıkoymak Bir süre için bir yerde tutmak: "Arkadaşım beni yemeğe alıkoydu."- . (-den) Birini, yapmakta olduğu veya yapmak istediği işten geri tutmak: "Selim Bey, babamı yemeğinden alıkoyarak mütemadiyen Girit'ten bahsediyordu."- R. N. Güntekin. Ayırıp saklamak: "Bu kitabı sizin için alıkoydum."- . (-den) Yoksun bırakmak: "İlk iki karım beni dalmış olduğum macera âleminden bir adım alıkoymamıştılar."- H. R. Gürpınar. (-i, -den) Mâni olmak, engel olmak: "Zalimi zulmetmekten alıkoyarsan kardeşlik hakkını yerine getirmiş olursun."- N. F. Kısakürek. "alıkoymak" nasıl hecelerine ayrılır a-lı-koy-mak İlgili Kelimeleralıkoymaesir almak esir etmek | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |