atmak TÜRKÇE SÖZLÜK - ATMAK - atmak
Ana sayfa


atmak
  • SÖZLÜK ANLAMI

  • Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak:
    "Taşı suya atmak."- .

    Bir şeyi yere doğru bırakmak.

    Bir kimsenin ilişiğini kesmek.

    (-e, nsz) Koymak:
    "Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz."- B. Felek.

    Rastgele bir kenara koymak.

    (-den, nsz) Uzatmak:
    "Vapurdan iskele attılar."- .

    Bir yerden başka bir yere taşımak:
    "Hazır araba varken eşyayı eve atalım."- .

    (nsz) Sille, tokat vurmak.

    (nsz) Top, tüfek vb. silahları patlatmak.

    (nsz) Kurşun, gülle, ok vb. şeyleri hedefe fırlatmak:
    "Ona üç kurşun attı, vuramadı."- .

    (-e, nsz) Geri bırakmak, ertelemek:
    "Bu konunun tartışılmasını gelecek haftaya attılar."- .

    Örtmek:
    "Sırtına bir şal attı."- .

    Yapılmış kötü bir işi birine yüklemek:
    "Suçu onun üzerine attılar."- .

    Sözle sataşmak:
    "Kadınlara laf attılar."- .

    (-i, -den) Kovmak, dışarıya çıkarmak, ilgisini kesip uzaklaştırmak.

    (-i) İstenilmeyen bir şeyi kendi malı olmaktan çıkarmak:
    "Bu lüzumsuz eşyayı atmalı."- .

    (-i) Kullanılması gelenek hâline gelmiş bir şeyi kullanmaktan vazgeçmek:
    "Şapka inkılabıyla fesi attık."- .

    (-i) Çıkarmak, dışarıya vermek:
    "Yabancı cisimleri vücut atar."- .

    (-i) Patlayıcı maddelerle havaya uçurup yıkmak:
    "Köprüyü dinamitle attılar."- .

    (-i) Yay ve tokmakla ditmek, kabartmak:
    "Pamuğu atmak."- .

    (nsz) Çatlamak.

    (nsz) Yırtılmak.

    (-den) Yapışık olduğu yerden ayrılmak.

    (nsz) Kalp, nabız vurmak, çarpmak:
    "Kalbi hızlı hızlı atıyor."- .

    (-i) Sıkıntı dolayısıyla giyilen bir şeyi çıkarmak:
    "Sıcak basınca sırtındaki ceketi attı."- .

    (-den, -i) Yazılı veya banda alınmış bir metinden bazı bölümleri çıkarmak.

    (-i) Değerini eksiltmek.

    (-den, nsz) Bir şeyin rengi solmak:
    "Güneşten perdelerin rengi attı."- .

    (nsz) Göndermek, yollamak:
    "Mektup atmak."- .

    (-i, -den) Etkisi kaybolmak, alışmak:
    "Hele trenin yorgunluğunu at bir üzerinden."- T. Dursun K.

    (-den) Terk etmek.

    argo Götürmek:
    "Gözüne kestirdiği erkeği tavlayıp resmen oraya atarmış."- A. İlhan.

    (nsz), argo Söylemek:
    "Gazel attı."- .

    (nsz), argo Yalan veya abartmalı söz söylemek:
    "Gene atmaya başladı."- .

    (nsz), argo Bilmeden, kestirerek söylemek:
    "Bilgi yarışmasında attı ama tutturamadı."- .

    (nsz), teklifsiz konuşmada İçki içmek:
    "Şimdi arzu buyrulursa dostluğumuzu takviye için, şöyle bir iki kadeh atalım."- N. Hikmet.

    "atmak" nasıl hecelerine ayrılır
    at-mak



    İlgili Kelimeler

    ATMA
    çalmak
    çekmek


    Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri
    Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri |

    Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı,
    dizinler halinde 120.000 türkçe kelime içinde gezme ve arama
    ayrıca anlam girebilme imkanı, geniş kapsamlı türkçe sözlük


    ©2005 birsozluk.com

    0,3085938