bakıcı
| |||||
bakıcı Bakma işiyle görevlendirilen kimse: "Ustanın anası yatalak oldu, yanına başka bir bakıcı kocakarı tuttum."- A. Gündüz. Genellikle çocuk, yaşlı ve hastalara bakma işiyle görevli kimse. Yeme içme, barınma ve eğitim karşılığında bakıcılık görevi yapan kimse. Bir şeyi satın almayı düşünmeden yalnızca bakarak ilgilenen kimse: "Anlaşılıyor, alıcı değil, bakıcısın. Alıcı suratı yok sende pek."- H. Taner. Yabancı ülkede bir aile yanında kalarak eğitimini sürdüren ve aynı zamanda o evin çocuklarına bakan kimse. Falcı: "Bakıcılara, niyet kuyularına, Tezveren Dede'ye gitti."- Ö. Seyfettin. "bakıcı" nasıl hecelerine ayrılır ba-kı-cı İlgili Kelimelerbakıcılık | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |