batmak
| |||||
batmak Bir sıvının üstündeyken içine gömülmek: "Sonra hani bir gemimiz batmıştı."- S. F. Abasıyanık. Dünyanın dönüşü dolayısıyla güneş, ay ve yıldız ufkun altına inmek: "Güneş renksiz bulutlar altında batıyordu."- Ö. Seyfettin. İflas etmek. Kirlenmek: "Üstüm başım battı."- . (-e) Saplanmak: "Ayağına yolda diken batmıştı."- O. C. Kaygılı. (-e) Tedirgin etmemesi gereken şeyler tedirgin etmek: "Bazı kimselere para batar, sarf edecek yer ararlar."- . (-e) Hoşa gitmeyen bir duruma uğramak: "Abdi Bey'in sabırsız, çabuk parlamaya yatkın mizacına karısının tevekküllü ve sakinliği fena hâlde batıyor."- A. İlhan. Yok olmak. (-e) Çökmek: "İçeriye batmış gözleri kadına dikilmişti."- S. F. Abasıyanık. mecaz Daha kötü bir duruma uğramak. mecaz Yıkılmak, egemenliği sona ermek: "Bizans kurulduğundan battığı tarihe kadar 1125 sene geçmişti."- Y. K. Beyatlı. (-e), mecaz Dokunmak, incitmek: "Onun her sözü bana batar."- . "batmak" nasıl hecelerine ayrılır bat-mak İlgili Kelimelerbatmadibini boylamak yemek inkıraz bulmak inkıraza uğramak | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |