bağlamak
| |||||
bağlamak Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak: "Gemiyi iskeleye bağlamak."- . Düğümlemek: "İpi ipe bağlamak."- . (-i) Yara ilaç koyup bezle sarmak: "Yarayı bağlamak."- . (-i) Denk yapmak, paket yapmak: "Yatakları bağlamak. Eşyayı bağlamak."- . Anlaşma yapmak: "İşleri bugün sözleşmeye bağladı."- . (-i) Uyulması zorunlu olmak: "Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır."- Anayasa. Başka bir işle uğraşamaz durumda olmak: "Bu iş beni çok bağladı."- . (-i) Sona erdirmek, bitirmek, tamamlamak. (-i) Geçişi engellemek: "Bütün yolları bağlamışlar."- . (-i) Birini söz veya yazı ile bağlamak, taahhüt etmek, angaje etmek. (-i) Büyü, muska vb.nin aracılığıyla birinin birtakım isteklerini veya yetkinliğini engellemek, yok etmek. mecaz Gönlünü kazanmak: "Bu davranışınız beni size bağladı."- . mecaz Birinde bir şeye karşı ilgi, istek uyandırarak o şeye ilgi, yakınlık duymasını sağlamak. mecaz Bütün ilgisini bir yerde yoğunlaştırmak: "Kızım, ne yapsak da seni bu eve bağlayabilsek acaba?"- R. N. Güntekin. "bağlamak" nasıl hecelerine ayrılır bağ-la-mak İlgili Kelimelerangaje etmekbağlama iliştirmek izafe etmek kayış lehimlemek tutmak | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |