boğmak TÜRKÇE SÖZLÜK - BOĞMAK - boğmak
Ana sayfa


boğmak
  • SÖZLÜK ANLAMI

  • Boğum yeri.

    Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek:
    "Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı."- Y. K. Karaosmanoğlu.

    El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak.

    Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru çalışmaz duruma getirmek.

    Renkler uygun düşmemek:
    "Koyu yeşil renk odayı boğdu. Bu renk seni boğmuş."- .

    mecaz Silik bir duruma getirmek, bastırmak:
    "Galiba bunları dinlememek, duymamak için konuşuyorum; seslerini boğmak, bastırmak için durmamacasına gevezelik ediyorum."- R. H. Karay.

    (-e), mecaz Tamamıyla kaplamak, sarmak:
    "Ampulün kör ışığı, dükkânı alaca bir loşluğa boğmuştu."- M. Yesari.

    (-i, -e), mecaz Peş peşe yapmak, bir kimseyi bir şeyin fazlasına eriştirmek veya uğratmak:
    "Güllü'nün boynuna sarılan Cemile, kadının hafif çilli, tombul yanaklarını öpücüklere boğdu."- O. Kemal.

    (-i, -e), mecaz Bir durumu başka bir durum yaratarak örtmeye çalışmak:
    "Zaten durumun vahametini sezen müdürle hoca, işi gürültüye boğmak için Atatürk'e müfredat programına dair bir şeyler anlatmaya başladılar."- H. Taner.

    mecaz Gelişmesine engel olmak.

    (nsz), mecaz Bunaltmak:
    "Daha sıcak basmamıştı; güneş henüz yakmıyor, hava daha boğmuyordu."- R. H. Karay.

    "boğmak" nasıl hecelerine ayrılır
    boğ-mak



    İlgili Kelimeler

    boğma
    boğmaklı


    Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri
    Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri |

    Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı,
    dizinler halinde 120.000 türkçe kelime içinde gezme ve arama
    ayrıca anlam girebilme imkanı, geniş kapsamlı türkçe sözlük


    ©2005 birsozluk.com

    9,765625E-03