boşaltmak
| |||||
boşaltmak Boş duruma getirmek: "Bu durum, ister istemez evi doldurup boşaltanlarda da kısıntı yapmamızı gerektiriyordu."- A. Ağaoğlu. (-i, -e) Dökmek, boca etmek: "Tavşankanı çayı ince belli çay bardağına boşalttı."- H. Taner. (nsz) Bir silahta ne kadar mermi varsa hepsini arka arkaya patlatmak: "Yayla devriyesi bizden yardım istemek için havaya silah boşaltmış."- H. R. Gürpınar. Kusmak. Gevşetmek, açmak: "İbrahim Ağa atın kolanlarını boşaltırken, kendini bir iş yapmış sayar."- M. Ş. Esendal. "boşaltmak" nasıl hecelerine ayrılır bo-şalt-mak İlgili Kelimelerboşaltmaçıkarmak tahliye etmek | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |