buğulu
| |||||
buğulu Üzerinde buğu bulunan, buğulanmış: "Güneş sanki buğulu bir tülbendin arkasına saklanmış, alev alev."- A. İlhan. Yaşlı, nemli: "Hüseyin Ağa, aşağıda koruk sıkmış, buğulu bardaklarla geldi."- Y. Z. Ortaç. mecaz Süzgün, dalgın bakışlı olan (göz): "Buğulu gözlerinde o eski yakamozlar parladı."- H. E. Adıvar. mecaz Dokunaklı, pes (ses): "Buğulu bir sesi var. Ben böyle sese biterim."- H. Taner. "buğulu" nasıl hecelerine ayrılır bu-ğu-lu | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |