bırakmak
| |||||
bırakmak Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak. (nsz) Koymak: "Mermer masaya bir yirmi beşlik bıraktı."- T. Buğra. Bir işi başka bir zamana ertelemek: "Gezmeyi haftaya bıraktık."- . Unutmak: "Acaba eldivenlerimi nerede bıraktım?"- . Bulunduğu yeri veya durumu değiştirmemek. Saklamak, artırmak: "Paranın bir kısmını bırak!"- . Bir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek, görevlendirmek: "Cemal Paşa'da anlamadığı işi ehline bırakmak meziyeti vardı."- F. R. Atay. (nsz) Engel olmamak: "Bırak, burasını benim defterimden okuyayım."- Ö. Seyfettin. Sarkıtmak: "Saçlarını omzuna bırakmış."- . (nsz) Ölen, ayrılan birinden iş, kişi, nesne vb. şeyler kalmak: "Hayata gözlerini kaparken ardında yedi yaşında bir oğul, on iki yaşında bir kız bırakıyordu."- C. Uçuk. Bir alışkanlıktan veya bir işten vazgeçmek: "Gerçekten sigarayı bıraktı, bıraktı ama huzuru da sükûnu da kalmadı."- H. E. Adıvar. (nsz) Uğraşmaz olmak, artık uğraşmamak: "Bu yazarın bir de Fransızca kitabını almıştım ama sıkılmış bırakıvermiştim."- R. H. Karay. (nsz) Bıyık veya sakal uzatmak. (nsz) Özgürlük vermek, hürriyetine kavuşmasını sağlamak: "Bıraksam acaba beyaz bir çift güvercin gibi uçarlar mı?"- R. H. Karay. Boşamak: "Bıraktıkları zevcelerini yine canları isterse tekrar alabilirler."- Ö. Seyfettin. Kötü bir durumda terk etmek. Ayrılmak, terk etmek: "Mahalle arasındaki küçük dükkânını bırakarak karısını, şehrin başka bir tarafında bir eve yerleştirdi."- P. Safa. Sınıf geçirmemek, döndürmek: "Öğretmen üç tembel çocuğu bıraktı."- . (-e) Bir pazarlıkta, belli bir fiyata vermeyi kabul etmek: "Başkalarına on ikiye veriyoruz ama sana onar kuruştan bırakayım."- M. Ş. Esendal. (-i, -e) Bakılmak, korunmak için vermek: "Eşyamı size bırakacağım."- . (nsz) Yanına almamak, yanında götürmemek: "Telgrafhanede bir zabit bırakarak işinin başına gitmesini rica ettim."- Atatürk. (-i, -e) Sahiplik hakkını başkasına vermek: "Bizim komşu bütün malını Kızılay'a bırakmış."- . (nsz) Yapışık olan bir şey yapışıklıktan kurtulmak. (nsz) Bulunduğu veya dokunduğu yerde bir şey oluşturmak, meydana getirmek: "İz bırakmak. Leke bırakmak."- . "bırakmak" nasıl hecelerine ayrılır bı-rak-mak İlgili Kelimelerkoymakbırakma boşlamak bozmak salıvermek terhis etmek terk etmek geçilmek geçmek vermek Kapıp koyuvermek | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |