cılız
| |||||
cılız Çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif: "Hanın sahibi cılız bir adamdı."- S. F. Abasıyanık. Güçsüz, sönük (ışık). İnce: "Bir zamanlar asma köprünün bulunduğu yerde şimdi cılız bir halat vardı."- A. Kulin. Basit, değersiz, önemsiz: "Mimaride cılız eserler vücuda geliyordu."- B. Felek. zarf Güçsüz bir biçimde: "Üçüncü kez aynı cümleyi söylüyordu ama şimdi çok daha cılız çıkmıştı sesi."- E. Şafak. "cılız" nasıl hecelerine ayrılır cı-lız İlgili Kelimeleralgıncılızlaşma cılızlık cırboğa eneze kurumak kurutmak sarartma | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |