dağıtmak
| |||||
dağıtmak Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak: "Düşman ordusunu çil yavrusu gibi dağıtırlardı."- Y. K. Beyatlı. (nsz) Belli bir orana göre bölüştürmek, pay etmek, tevzi etmek: "Muhacir kümeleri arasında ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi."- P. Safa. Herhangi bir şeyi ayrı ayrı kimselere vermek: "Selamlar dağıtarak telaşsız ve yorgun bana doğru yürüyordu."- R. H. Karay. Bir şeyin veya bir yerin düzenini bozmak: "Odayı dağıtmak. Kâğıtları dağıtmak."- . (nsz) İletmek, ulaştırmak. mecaz Bir topluluğun varlığına son vermek, feshetmek: "Kooperatifi dağıttılar."- . mecaz Kurulu bir düzeni bozmak. mecaz Etkisini, gücünü azaltmak, gidermek. (nsz), mecaz Ne yaptığını bilmeyecek kadar içip kendinden geçmek. (nsz), argo Değişik sebeplerle kendini koyuvermek, beklenmedik davranışlarda bulunmak. "dağıtmak" nasıl hecelerine ayrılır da-ğıt-mak İlgili KelimelerDAĞITMAdarmadağın etmek Döküp saçmak duman etmek perişan etmek talan etmek talanlamak tarumar etmek tevzi etmek | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |