demek
| |||||
demek Söylemek, söz söylemek: "Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar."- B. Felek. (-e) Ad vermek: "Muşmulaya döngel de derler."- . Bir dilde karşılığı olmak: "Kamer "ay" demektir."- . Herhangi bir ses çıkarmak: "Küt dedi, düştü."- . (-e) Herhangi bir kanıya, yargıya varmak: "Bu işe herkes ne der?"- . Düşünmek. Oranlamak: "Güzellik desen onda, zenginlik desen onda."- . Ummak: "Bundan sonra gelir mi dersin?"- . Erişmek: "Saat yedi dedi mi uyanırım."- . Bir işe kalkışmak, yeltenmek: "Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun."- . Saymak, kabul etmek: "Yarım milyon dediğin nedir?"- M. Ş. Esendal. "demek" nasıl hecelerine ayrılır de-mek İlgili Kelimelerdedirmekdedirtmek deme eyitmek kastetmek o halde | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |