dolanmak
| |||||
dolanmak Bir şeyin çevresine sarılmak: "Kocasının kolu beline bir kobra gibi dolanmış, ince kaburgalarını birbirine geçirecek gibi sıkıyordu."- H. E. Adıvar. (nsz) Bir şeyin çevresinde dönmek, gezmek, dolaşmak: "Arkadan dolanıp uzaktan gözetleyecekti çeşmeyi."- Ç. Altan. (nsz) Karışmak, dolaşmak. (-de) Gelişigüzel gezmek: "Kızlarının, gelinlerinin evleri arasında dolanıyor, hep evini, komşularını arıyordu."- N. Cumalı. "dolanmak" nasıl hecelerine ayrılır do-lan-mak İlgili KelimelerDOLANMA | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |