durmak
| |||||
durmak Hareketsiz durumda olmak: "Motorlu su taşıtlarından biri de kanal rıhtımının tam bizim önümüze düşen bir noktasında demir atmış duruyordu."- Y. K. Karaosmanoğlu. İşlemez olmak, çalışmamak: "Bileğimdeki saat durmuş."- A. Gündüz. Bir yerde bir süre oyalanmak, eğlenmek, eğleşmek, tevakkuf etmek: "Yolda nerede çeşme gördümse durdum, elimi yüzümü yıkadım, su içtim."- N. Cumalı. Dinmek, kesilmek: "Yağmur durdu."- . Varlığını sürdürmek: "Türklerin yüzlerce yıl önceki kitabeleri hâlâ duruyor."- . Var olmak: "Bu kadar dersim dururken sinemaya nasıl gideyim?"- . Beklemek, dikilmek: "Oturacak değil, ayakta duracak yer yok."- R. N. Güntekin. Yaşamak: "Anneannen duruyor mu?"- . Birisinin malı olarak bulunmak veya o malla ilişkisi olmak: "Yazlık eviniz hâlâ duruyor mu?"- . Kalmak: "Artık çok durmamış, yanındaki hanımla birlikte balodan çıkmış!"- M. Yesari. Bir yerde olmak veya bulunmak: "Aspirin getirmeyeceğini adı gibi biliyordu çünkü çekmecesinde dokunulmamış bir kutu duruyordu."- T. Buğra. Belli bir durumda, bir görevde bulunmak: "Her gelişimde ben de maçları seyreder, kaleci dururdum."- H. Taner. Ara vermek: "Sabahtan beri hiç durmadım."- . Bir konuyla çok ilgilenmek, üstüne düşmek. (yardımcı fiil) Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur: Çalışadurmak, bakadurmak, getiredurmak, yiyedurmak gibi. "durmak" nasıl hecelerine ayrılır dur-mak İlgili Kelimelerdurmaha babam de babam istop etmek kesilmek kırık plak gibi soluk almadan tevakkuf etmek zırıldamak | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |