ekmek
| |||||
ekmek Tahıl unundan yapılmış hamurun fırında, sacda veya tandırda pişirilmesiyle yapılan yiyecek, nan, nanıaziz: "Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş."- Y. Z. Ortaç. mecaz İnsanı geçindirecek iş, kazanç: "Biz iyi kötü tiyatroya bağlamışız ekmeğimizi."- N. Cumalı. halk ağzında Yemek, aş: "Ekmeği bizde yiyelim mi? Allah ne verdiyse."- T. Buğra. Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek. Toprağı ekip biçmek için kullanmak: "Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor."- M. Ş. Esendal. (-e) Serpmek: "Yemeğe biber ekmek."- . mecaz Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri hazırlamak: "Fesat tohumları ekenler..."- . argo Birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek, savuşmak, atlatmak: "Lale ile Günnur kendilerini ektiğim için müthiş içerlemişler."- H. Taner. argo Parayı boşuna harcamak, ziyan etmek. argo Yarışta geçmek. "ekmek" nasıl hecelerine ayrılır ek-mek İlgili Kelimelerbanakçeşni tutmak çetele ekme ekmek kırıntısı ekmek küfü ekmek mayası ekmek tahtası ekmek tatlısı ekmek ufağı ekmekçi ekmekçilik ekmeklik ekmeksiz fırın gramaj katık küf NAN nanıaziz paçal papara unluk | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |