götürmek
| |||||
götürmek Taşımak, ulaştırmak veya koymak: "Yemeği götürmek için o an en uygun kişiydim."- A. Kutlu. (-i, -e) Bir kimseyi bir yere kadar yanında yürütmek. Yerinden ayırıp uzağa atmak veya yok etmek: "Bir mermi bacağını götürdü. Duvarı su götürdü."- . (nsz) Öldürmek: "Hastalık çok insan götürdü."- . (-e) Dayanmak, katlanmak, tahammül etmek. (-i, -e) Birinin yanında yürüyüp ona bir yere kadar arkadaşlık etmek: "Beni evime kadar götürdü."- . (-e) Bir sonuca vardırmak: "Bitirmeden şunu da söyleyeyim, ahlaka, gerçek ahlaka götüren başlıca yollardan biri de aşktır."- N. Ataç. Kaybolmasına, yok olmasına yol açmak: "Eksiler artıları götürdü."- . argo Tümüyle sahip olmak. argo Çalmak. "götürmek" nasıl hecelerine ayrılır gö-tür-mek İlgili KelimeleratmakGÖTÜRME iletmek | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |