hayat
| |||||
hayat Canlı, sağ olma durumu. Yaşam: "Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım."- H. F. Ozansoy. Hayat biçimi, içinde yaşanılan şartların bütünü, yaşantı: "Köy hayatı. Gece hayatı."- . Meslek: "Uzun dualardan sonra bana denizcilik hayatını anlatmaya başladı."- R. N. Güntekin. Geçim şartlarının bütünü: "Hayatımı yazılarımla kazanırım."- H. E. Adıvar. Canlılığı gösteren hareket, kaynaşma: "Bu köyde hiç hayat yok."- . din b. (***) Yazgı: "Hayat onları bir türlü birleştirmedi."- . Yaşamayı sağlayan şartların bütünü: "Ayda hayat yok."- . Bir kimsenin tarihsel biyografisi, hayat öyküsü, hayat hikâyesi: "Atatürk'ün hayatı."- . Genellikle köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa. Avlu. Balkon. Sundurma. "hayat" nasıl hecelerine ayrılır ha-yat İlgili Kelimeleradembabaakşam ahıra sabah çayıra başından korkmak belgesel film berhayat bir lokma bir hırka biyograf çağ çevre çilekeş çok baharın otunu yemek dirim dirimli dirimlik dirimsel dirimselcilik ecel fahişe feleğin çemberinden geçmiş gömlek eskitmek güngörmüşlük hayat hayat felsefesi hayat kavgası hayat şartları hayatının baharında olmak hayatının baharını yaşamak hayati hovarda iksir intihar kalmak kandilin yağı tükenmek kavrulmak kuru başına kalmak mutçuluk orospu orta malı ölü ölüm dirim son nefes yaş yaş baş yaşam biçimi yaşam dolu yaşam felsefesi yaşam güvencesi yaşam kavgası yaşam koşulları yaşam sigortası | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |