izlemek
| |||||
izlemek Birinin veya bir şeyin arkasından gitmek, takip etmek: "Babam kaşları çatılmış, başını sallayarak izliyor bizi."- A. Ümit. Zaman, süre, sıra vb. bakımından gelmek, arkasından gelmek, arkasında olmak: "Geceyi gündüz izler."- . Bir olayın gelişimini gözden geçirmek: "Bu ustaca düzeni Osmanlıların her işinde izleyebilirsiniz."- S. Birsel. Eğlenmek, görmek, öğrenmek için bakmak, seyretmek: "Televizyonu izlemek."- . Belirli bir yönde gitmek: "Geç vakit hayvanla, Deliçay'ı izleyip gidiyordum."- H. E. Adıvar. Gözlemek, incelemek: "Çocuk kuşu gözleriyle izledi."- . Belirli bir tutum, davranış veya düşünceyi benimsemek: "Bu üretim politikasını izleyeceğiz."- . Bir şeye uymak, bağlı olmak: "Modayı izlemek."- . Herhangi bir olayla ilgilenmek: "Çeşitli siyasi olaylar karşısındaki tepki ve düşüncelerini dolaylı da olsa izleyebiliyordum."- H. Taner. "izlemek" nasıl hecelerine ayrılır iz-le-mek İlgili Kelimelergelmekiz sürmek izleme seyirci tutmak | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |