kapamak
| |||||
kapamak Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek: "Hasan, yıldırımla vurulmuş gibi hemen kapıyı kapadı, kaçtı."- H. E. Adıvar. Hava bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak. Bir şeyin görünmesine engel olmak: "Bu yapı manzarayı kapadı."- . Geçişi engellemek: "Kar yolu kapamıştı."- . Tıkamak, içini doldurmak: "Çukuru kapamak."- . Su, elektrik gelişini kesmek: "Elektriği kapadı."- . Çalışamaz, görev ve iş yapamaz duruma getirmek: "Fabrikayı kapamışlar. Gazeteyi kapadılar."- . Üzerinde durmamak, bir şey üzerinde konuşmayı bırakmak: "O konuyu kapayalım."- . Bir yere sokup dışarı çıkmasına engel olmak, hapsetmek: "Zengin kadını tımarhaneye koymadılar, buraya, çiftliğe getirip kapadılar."- H. R. Gürpınar. Ortalıktan alıp saklamak: "Vurguncular kumaşları kapamışlar."- . Karşılamak, denk gelmek: "Bu ikramiye borçlarımı kapar."- . "kapamak" nasıl hecelerine ayrılır ka-pa-mak İlgili Kelimelerbekitmekindirmek kapama kapatmak örtmek | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |