kavruk
| |||||
kavruk Kavrulmuş olan. Kurumaya yüz tutmuş: "Armutların en fenası, en kavruk, en lekeli ve en hamı bile asildir."- R. H. Karay. mecaz Zayıf: "İşe yaramaz, cansız bir merkebimiz vardı. Sütsüz ve kavruk bir de dişi devemiz."- N. F. Kısakürek. mecaz Yaşı ilerlemesine karşın iyi gelişememiş olan: "Kalem gibi baldırlı, kavruk çocuklara para verdim."- S. F. Abasıyanık. "kavruk" nasıl hecelerine ayrılır kav-ruk İlgili Kelimelerkavrukluk | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |