kağşamak
| |||||
kağşamak Eskimek, dağılmaya yüz tutmak: "Pansiyonun kağşamış tahta merdiveni ağır bir vücudun adımları altında inlemeye başladı."- H. R. Gürpınar. Herhangi bir şey ek yerlerinden ayrılmak, oynamak. İhtiyarlamak: "Bu artistlerin hayli kağşamış hâline yetişen Pierre Loti, birçok parlak sahifeler kaleme almıştır."- S. M. Alus. mecaz Zayıflamak, gevşemek, güçsüzleşmek: "Bu kağşamış ilişki belki daha uzun seneler boyu böyle devam eder, belki de kan toplamış bir tırnak gibi bir gün kendiliğinden düşüverir."- E. Şafak. "kağşamak" nasıl hecelerine ayrılır kağ-şa-mak İlgili Kelimelerkağşama | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |