kesmek
| |||||
kesmek Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak: "İpi kesmek."- . Dibinden ayırmak: "Ağaçları kesmek. Dalları kesmek."- . Düzgün parçalara ayırmak: "Eti kesmek. Patatesi kesmek."- . Kesici bir araçla yaralamak: "Nasıl sol elimle sağ elimi kesip biçeceğim?"- R. N. Güntekin. (nsz) Ucunu almak: "Saç kesmek. Tırnak kesmek."- . (nsz) Hayvanın başını gövdesinden ayırmak, boğazlamak: "Koyun kesmek. Tavuk kesmek."- . Son vermek, gidermek: "Bu ilaç baş ağrısını keser."- . Ara vermek: "Bu üç zavallı bizden rahatsız oldular ve derslerini keserek çekildiler."- M. Ş. Esendal. Bir şeyden yoksun bırakmak, vermemek: "Yardımı kestiler. Ücreti ödemeyince telefonu kestiler."- . Akımı durdurmak: "Şimdi belediye ile anlaşamayan müteşebbis cereyanı kesmiş."- S. F. Abasıyanık. Belirtmek, kararlaştırmak: "Gününü daha kesmedik."- . (-den, nsz) Verilecek şeyin bir bölümünü alıkoyup vermemek: "Ücretinden beş lira kesmişler."- . Para basmak. Azaltmak, güçleştirmek: "Rüzgâr geminin yolunu kesiyor."- . İskambil kâğıtlarında destenin üzerinden bir bölümünü kaldırıp öte yana koymak. Geçişi önlemek: "Yolu kesmek."- . (nsz) Susmak: "Kes artık yeter!"- . Hasta organı ameliyatla almak. Bölmek, ayırmak: "Bulvarı kesen küçük sokaklardan biri."- . Yazıyı, filmi kısaltmak. (nsz), argo Uydurmak, yalan söylemek. Rüzgâr, soğuk vb. çok etkili olmak: "Rüzgâr yüzümü kesiyor."- . mecaz Birini yermek, kötülemek. mecaz Karşı cinsten birisini sürekli olarak süzmek, dikkatli bir biçimde bakmak. mecaz Vahşice öldürmek. spor Oyuncuyu takım kadrosuna almamak. "kesmek" nasıl hecelerine ayrılır kes-mek İlgili Kelimelerkatetmekkesme | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |