kestirmek
| |||||
kestirmek Kesme işini yaptırmak: "Köyde kefenlik bez olmadığı için Selim sandalın yelkenini kestirip kefen diktirdi."- Halikarnas Balıkçısı. Akıl yolu ile gerçeğe yakın bir yargıya varmak, tahmin etmek: "Ben bu kadar şeyi kestiremez miyim?"- M. Ş. Esendal. Kesilmesini sağlamak, kesilmesine yol açmak: "Bebeğin sütünü limon sıkarak kestirdi."- . Karar vermek: "Söze nereden, nasıl başlayacağımı kestiremiyorum."- H. Taner. (nsz) Kısa bir süre uyumak, şekerleme yapmak: "Rahmi peykenin köşesine büzülmüş, kestiriyordu."- B. Felek. Anlamak, farkına varmak: "Bu çocuk zaten hâlâ durumunu kestirememiştir."- B. Felek. "kestirmek" nasıl hecelerine ayrılır kes-tir-mek İlgili Kelimelerkestirmetahmin etmek | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |