koşmak
| |||||
koşmak Adım atışlarını artırarak ileri doğru hızla gitmek: "Ben kaçıyorum, abim de arkamdan koşuyor."- A. Ağaoğlu. Bir yere ivedilikle gitmek: "Pencerede dolaşan gölgelerden bir şeyler sezmeye çalışarak koşuyorum."- Y. Z. Ortaç. Bir işle çok ilgilenmek, koşuşturmak: "Yok, yok, dedi, akşamdan beri ben koştum, biraz da onlar yorulsunlar."- M. Ş. Esendal. Koşuya çıkmak: "Doru at bugün koşmayacak."- . mecaz Kovalamak, üstüne düşmek, izlemek: "İki yıldır bu işin peşinden koşuyorum."- . Birlikte iş görmesi için bir şeyi başka birinin yanına katmak, arkadaş olarak vermek. Hayvanı çekeceği arabaya, sabana vb.ne bağlamak: "Atları arabaya koşmak."- . (nsz) Şart ileri sürmek: "Sarfiyat hususunda bir şart koşmuyorlar."- R. H. Karay. Birini, bir işte görevlendirmek: "İşe koşmak."- . "koşmak" nasıl hecelerine ayrılır koş-mak İlgili Kelimelerdili bir karış dışarı çıkmak (veya sarkmak)kopmak koşma koşulmak seyirtmek soluk soluğa yortmak | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |