kulak TÜRKÇE SÖZLÜK - KULAK - kulak
Ana sayfa


kulak
  • SÖZLÜK ANLAMI

  • Başın her iki yanında bulunan işitme organı:
    "Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum."- H. C. Yalçın.

    anatomi Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü:
    "Elleriyle kulaklarını tıkayıp yatağının yanında tortop oldu."- H. E. Adıvar.

    Balıklarda başın iki yanında bulunan ve ağızdan alıp solungaçlardan geçirdiği suyu dışarıya vermeye yarayan yarıklardan her biri.

    müzik Telli çalgılarda tel germeye yarayan burgu.

    Sabanın toprağa giren kısmının iki yanında bulunan ve toprağı yollara dökmeye yarayan parça.

    coğrafya Akarsuların ve özellikle göllerin karaya giren ve durgunlaşan yerleri.

    mecaz Seslerin uygunluğunu seçebilme ve değerlendirebilme yeteneği.

    Varlıklı Rus köylüsü.

    "kulak" nasıl hecelerine ayrılır
    ku-lak



    İlgili Kelimeler

    ağır işitmek (veya duymak)
    çığlık atmak (veya koparmak veya basmak)
    dinlemek
    işitmek
    kalem kulaklı
    kamışkulak
    kulak davulu
    kulakçı
    kulakları uğuldamak
    kulaklık
    kulaksız
    küpe
    mastı
    orta kulak
    sayvan


    Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri
    Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri |

    Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı,
    dizinler halinde 120.000 türkçe kelime içinde gezme ve arama
    ayrıca anlam girebilme imkanı, geniş kapsamlı türkçe sözlük


    ©2005 birsozluk.com

    2,734375E-02