kırmak
| |||||
kırmak Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak: "Taşları kırmak. Bardağı kırmak."- . İri parçalara ayırmak. (nsz) Belirli bir biçimde katlamak: "Forma kırmak."- . Öldürmek, yok olmasına neden olmak: "Bu yıl soğuk hayvanları kırdı."- . Bir şeyin fiyatını azaltmak, indirmek: "Firma verdiği teklif fiyatını son dakikada bir yüzde yirmi daha kırıyordu."- H. Taner. Dileğini kabul etmeyerek veya beklenmeyen bir davranış karşısında bırakarak gücendirmek, incitmek: "Sizin hatırınızı kırmamak için işte gelip misafir oluyorum; fakat bu yaşımda misafirle uğraşacak hâlim yok."- H. Z. Uşaklıgil. Tavlada karşı oyuncunun pulunu oyun dışında bırakmak. Vücut kemiklerinden birini parçalamak: "Ayol, yapma, gel, düşüp bir yerini kıracaksın!"- O. C. Kaygılı. Tahılı iri ve kaba öğütmek. (-e) Hareket durumundaki canlının veya taşıtın yönünü değiştirmek, çevirmek, döndürmek: "Ne tarafa doğru meyil varsa gidonu o tarafa doğru kıracaksınız ki bisiklet doğrulsun."- B. Felek. mecaz Yok etmek: "Direncini kırmak. Hevesini kırmak."- . mecaz Gücünü, etkisini azaltmak: "Birkaç gün evvel yağan yağmur sıcağı kırmamış."- B. Felek. argo Kaçmak, uzaklaşmak. (nsz), ticaret Değerinden düşük fiyata almak: "Bono kırmak. Çek kırmak."- . "kırmak" nasıl hecelerine ayrılır kır-mak İlgili Kelimelerhaklamakindirmek kırma sımak sındırmak | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |