kıvırmak
| |||||
kıvırmak Herhangi bir şeyi bükmek: "Fino, beni görünce kuyruğunu kıvırıp düşmanca havlaya havlaya beyaz dişlerini gösterdi."- H. R. Gürpınar. Kenarından katlamak. Bir giysinin veya kumaşın kenarını bükerek tersinden dikmek. Kalçalarını iki yana sallayarak oynamak veya yürümek. Uydurup söylemek: "Gene yalanları kıvırmaya başladı."- . (-e) Sapmak: "Araba birdenbire sağa kıvırdı."- . (nsz) Yapmak istememek, yan çizmek. (nsz), mecaz Başarmak, başa çıkmak, becermek, hakkından gelmek: "Hâlbuki Nahit onu odasına çekip de baş başa prova yaptığı zamanlarda pekâlâ kıvıracağa benziyordu."- T. Buğra. "kıvırmak" nasıl hecelerine ayrılır kı-vır-mak İlgili Kelimelerkıvırma | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |