okutmak
| |||||
okutmak Okumasını, öğrenim görmesini sağlamak: "Babamın beni büyük kentte okutacak parası olmadığı için öğretmen olmuştum."- N. Meriç. (nsz) Okuma işini yaptırmak: "Kumandan paşaya bu akşam şiir okutmak istiyoruz."- F. R. Atay. (nsz) Ders vermek, bir konu üzerinde yetiştirmek: "Lisede İngilizce okutuyor."- . argo Satarak elinden çıkarmak: "Bana iki sandık çay verdi. Bunları al okut, dedi."- S. F. Abasıyanık. "okutmak" nasıl hecelerine ayrılır o-kut-mak İlgili Kelimelerokutma | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |