oturak
| |||||
oturak Oturulacak yer veya şey. Alçak iskemle: "Üstüne konulan tandır oturağı çok kalın ve çok sağlam tahtadan fırınlanarak yapılmıştı."- A. Kutlu. Bir şeyin yere gelen tarafı, taban. Ördek. İçkili, çalgılı ve kadınlı eğlenti. Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı bölüm. sıfat Bacaklarında veya başka bir yerinde, gezmesine engel olacak bir özrü olduğundan hep evde oturan (kimse), kötürüm. denizcilik Kürekli teknelerde kürekçilerin oturduğu enli tahta. "oturak" nasıl hecelerine ayrılır o-tu-rak İlgili Kelimelerhanım hanımcıkoturakalma oturaklılık | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |