oynatmak
| |||||
oynatmak Oynamasını sağlamak: "Bir curcuna havası söyledi ve salondakilerin hepsini oynattı."- P. Safa. Kımıldamasına yol açmak: "Elindeki kamçıyı oynatarak güneş altında yanan ovalarda gözlerini gezdirdi."- M. Ş. Esendal. (nsz) Herhangi bir canlıya istenilen hareketleri yaptırmak: "Ayı oynatmak."- . (nsz) Bir araç, gereç kullanmak: "Akıllı bir adam mermer üzerinde keser oynatır mı?"- Ö. Seyfettin. (nsz) Aklını yitirmek: "Sizinle iki gün daha çalışsam aklımı oynatabilirim."- F. R. Atay. mecaz Korkutmak, heyecanlandırmak: "Yüreğimi oynattın."- . mecaz Herhangi bir ödevi yerine getirmeyerek karşı tarafı düzenle oyalamak: "Borçlu alacaklıyı iki aydır oynatıyor."- . (nsz), tiyatro Sahneye koymak: "Bu ramazan geceleri Karagöz oynatacağız."- H. E. Adıvar. "oynatmak" nasıl hecelerine ayrılır oy-nat-mak İlgili Kelimelerırgamakoynatma | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |