sıvamak
| |||||
sıvamak Sıva ile kaplamak, sıva vurmak: "Duvarı sıvamak."- . (-i, -e) Harcı bir yere vurmak: "Çimentoyu duvara sıvamak."- . mecaz Bulaştırmak: "Yüzünün bütün derisini kulaklarının arkasına kadar bir krem tabakasıyla sıvadı."- P. Safa. mecaz Okşamak, sıvazlamak: "Zehra Hanım Tevfik'in ebesiydi ve onu çok severdi. Arkasını sıvardı, teselli verdi."- H. E. Adıvar. argo Küfretmek. Kolu, paçayı yukarı çekip toplamak veya kıvırmak: "Sait elini kolunu sıvayıp ıstakozu çıtır çıtır kırmıştır."- S. Birsel. "sıvamak" nasıl hecelerine ayrılır sı-va-mak İlgili Kelimelersıvama | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |