saf
| |||||
saf Dizi, sıra: "Bütün garsonlar saf teşkil edip selama dururlardı."- E. E. Talu. Grup. Katıksız, arı, katışıksız, halis, has: "Hiçbir yerde buradakinden daha saf ve berrak sulara tesadüf etmedim."- H. S. Tanrıöver. mecaz Kurnazlığa aklı ermeyen, kolaylıkla aldatılabilen, bön, safdil: "Yenge, açık sözlü, saf bir kadıncağızdır."- R. N. Güntekin. mecaz İyi niyetli, art niyetsiz: "Senin bu kadar çocukça saf olduğunu bilmezdim."- P. Safa. "saf" nasıl hecelerine ayrılır saf İlgili KelimelerAbdalağzı açık ayran delisi (veya budalası) altın gibi aval balast bekaret dizi ekarte ekarte etmek el değmemiş kalbi temiz karışık Keloğlan kırık naif öd öd kesesi saf tutmak Safçasına safiyane safiyet saflaşma saflaşmak saflaştırılma saflaştırılmak saflaştırma saflaştırmak saflık safra tankı safralı saftaron saftaronluk saftirik saftiriklik saftorik saftoriklik sofist sofistik ZAFRAN zerde ZÜLAL | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |