serpinti
| |||||
serpinti Dökülen veya akan bir şeyden sıçrayıp serpilen bölüm: "Ali Rıza'nın ayaklarına kadar denizin serpintileri geliyordu."- S. F. Abasıyanık. Damlacıklar, tanecikler durumunda, azar azar yağan yağmur veya kar, çilenti. mecaz Bir şeyin etkisi azalarak kalan veya gelen kısmı: "Radyasyon serpintisi."- . "serpinti" nasıl hecelerine ayrılır ser-pin-ti | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |