takılmak
| |||||
takılmak Takma işi yapılmak: "O gece üst katla bizim odayı birleştiren merdivenin üstüne koca kapak takıldı."- A. Kutlu. (-e) Denge bozulacak bir biçimde bir yere dokunup aksaklık ortaya çıkmak: "Önünü çok iyi göremeyen hayvanın ayağı bir taşa takıldı."- O. C. Kaygılı. (-e) Bir yerde bir süre kalmak: "İğne bir müddetten beri plağın bozuk yerine takılmış, ha babam ha, bir melodiyi tekrar edip duruyordu."- H. Taner. (-e), mecaz Olumsuz veya aksayan, eksik bir yanını görerek üstünde durmak: "Son günlerde bir de usta sözüne takılır oldum."- N. Meriç. mecaz Kızdırmak, üzmek, şaşırtmak amacıyla şaka yollu konuşmak: "İstasyon memuru onun şehre seyrek indiğini bildiğinden her seferinde takılır."- H. Taner. argo Karşı cins ile ilişki kurmayı veya arkadaş olmayı istemek. "takılmak" nasıl hecelerine ayrılır ta-kıl-mak İlgili Kelimelertakılıvermektakılma toslamak | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |