takım
| |||||
takım Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman. Meslek, davranış, durum vb. yönlerden birbirine uyan kimselerin oluşturduğu topluluk: "Memur takımından olduğumuzdan böyle evlerde oturamazdık, daha doğrusu alışkın değildik."- M. İzgü. Görev bakımından birbirini tamamlayan kimselerin topluluğu, grup, ekip, trup: "Orta oyunu takımı."- . Birbirini tamamlayan şeylerin tümü: "Kadın kahve takımlarını alıp çıktı."- N. Cumalı. Sigara ağızlığı. Aşağılayıcı ve küçümseyici anlamda topluluk: "Anlaşıldı, Sabit Bey ağabey takımı, Sinekli Bakkal Sokağı'ndan geçerken artık sağa sola bakmaz, kimseye omuz vurmaz oldu."- H. E. Adıvar. askerlik Bölüğü oluşturan birliklerden her biri: "Bu binayı merkez taburundan bir takım bekleyecek."- Ö. Seyfettin. biyoloji Canlıların bölümlendirilmesinde familya ile sınıf arasında yer alan, yakın benzerlikler gösteren organizmaların oluşturduğu birlik. sinema, TV (***) Bir filmin çevriminde görüntüleri alma, aydınlatma, ses alma gibi belli başlı çalışmaları yapmak için gerekli en küçük teknikçiler topluluğu. spor Bir oyunda sahaya çıkan belli kuruluşlara bağlı oyuncular topluluğundan her biri. spor Birlikte oynayan, kazanmak için birlikte çalışan sporcu topluluğu. "takım" nasıl hecelerine ayrılır ta-kım İlgili Kelimeleralan savunmasıara pası bando bölük ekip ekipman hızlı hücum hücumcu kafası ile oynamak kale kaptan kesik küme kümeden düşmek kümeye çıkma kümeye çıkmak mafya çizgisi makule markajcı marke etmek öğür posta puan cetveli saha set sınıf stadyum tutmak tutulmak | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |