tutulmak
| |||||
tutulmak Tutma işi yapılmak veya tutma işine konu olmak: "Bir yazıhane kiralanmış, aylıkla bir otomobil tutulmuştu."- E. E. Talu. Ay ve güneş tutulma olayına uğramak. Ünlü olmak, meşhur olmak. Tutuk duruma gelmek. Kapatılmak, sarılmak: "Kaçmayı düşündüklerinde sokağın iki çıkışının da tutulduğunu gördüler."- İ. O. Anar. Bir organ veya bir şey hareket edemez olmak: "Konuşmak için dilim, yazmak için kalemim tutuldu."- F. R. Atay. (-e) Birine tutkun olmak, sevmek. (-e) Bir işe veya birine canı sıkılmak: "Sen filozof geçinen ukala bir adama benzersin. Bak, ben böyle şeylere fena tutulurum."- H. Taner. (-e) Yakalanmak: "Hastalığa tutulduğu sıralarda bir sabun fabrikasında çalışıyordu."- N. Cumalı. spor Takım oyunlarında karşı takımdaki bir oyuncu yakından izlenmek, tutulmak, markaja alınmak. "tutulmak" nasıl hecelerine ayrılır tu-tul-mak İlgili Kelimelerbağlanıp kalmakbağlı olmak kazanmak kesilmek meftun olmak tutulma | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |