uzanmak
| |||||
uzanmak Boylu boyunca yatmak: "Büyük bir karyola ve içinde ben uzanmışım, sen baş ucumda oturup sessiz bekliyorsun beni."- N. Hikmet. Gitmek: "Öğleden sonra Şişli'den Beyoğlu'na kadar uzandım."- Y. K. Beyatlı. (nsz) Bir alana yayılmak: "Sokağın dibinden gelen bir elektrik lambasının titreye titreye uzanan ışığında, bu iki gölgenin umumi şekilleri görülüyor."- P. Safa. (nsz) Bir şey boyunca sıralanmak: "İncecik ırmaklar vardı ki kenarları boyunca uzanan sazlıkları arasından pembe tüylü flamingolar gezinirdi."- Y. K. Karaosmanoğlu. Yetişmek, ulaşmak. Vücudunu yöneltmek veya vücuduyla birlikte kolunu uzatmak: "Cici Bey balkondan ablasının penceresine bir daha uzandı."- H. R. Gürpınar. "uzanmak" nasıl hecelerine ayrılır u-zan-mak İlgili Kelimeleruzanma | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |