uçmak
| |||||
uçmak Cennet. Kuş, kanatlı böcek vb. hareketli kanatları yardımıyla havada düşmeden durmak, havada yol almak: "Biraz havalanıp bir başka kayaya kadar uçtu."- S. F. Abasıyanık. Uçak vb. araçlar özel mekanizma ile yerden yükselmek, havada yol almak. Sıvı, gaz veya buhar durumuna geçmek. Rengi solmak: "Rengi birdenbire uçtu."- P. Safa. Rüzgâr veya başka bir itici güçle yerinden ayrılıp uzağa gitmek: "Bu gece tahta perde uçmuş."- . Yüksek yerden düşmek veya yuvarlanmak. Belirmek: "Sakalı yeni çıkmış, yüzünde çocukça ifadeler uçuyordu."- S. F. Abasıyanık. Patlayıcı madde ile parçalanmak. Uçar gibi dalgalanmak: "Elleri trençkotunun cebinde, gözlerini karşı kıyıya dikmiş, saçları savrulurcasına geriye uçuyor."- A. İlhan. Çok hızlı gitmek: "Hele bir asfalta çıkalım görürsünüz bey, derdi. Uçar bu bizim külüstür."- R. N. Güntekin. Hava yolu ile gitmek: "Yarın İstanbul'a uçuyorum."- . mecaz Yok olmak, ortadan kaybolmak: "Bütün kararları uçmuştu. Yüzünde iradesiz hatlar belirdi."- S. F. Abasıyanık. mecaz Çok sevinmek. argo Keyif verici veya uyuşturucu madde aldıktan sonra hayal âlemine dalıp gitmek. şaka yollu Aşırılmak: "Bizim kitaplar uçmuş."- . din b. (***) Dinî inanışa göre ruh ölümden sonra göğe yükselmek. "uçmak" nasıl hecelerine ayrılır uç-mak İlgili Kelimelerkalkmakkanat çırpmak kanatlanmak pervaz etmek uçma | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |