yakmak
| |||||
yakmak Kına, yakı vb.ni koymak, sürmek. Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak: "Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı."- F. R. Atay. Ateşle yok etmek: "Çöpleri yakmak."- . Işık vermesini sağlamak: "Mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar."- S. F. Abasıyanık. Isı etkisiyle bozmak: "Eteği ütülerken yaktı."- . Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek: "Biber ağzı yakar."- . Yanıyormuş gibi bir etki yapmak: "Hekime daima şarabın midelerini yaktığından bahsederler."- F. R. Atay. Kurutmak, zarar vermek: "Fırtına ekinleri yakmıştı."- S. F. Abasıyanık. (nsz) Çok sıcak olmak: "Bugün güneş yakıyor."- . Karartmak: "Güneşte vücudunu yaktı."- . Çok üşütmek: "Soğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor."- . tıp (***) Tedavi etmek amacıyla doku, damar vb. dağlamak. mecaz Silahla vurmak. mecaz Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek: "Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma."- Ö. Seyfettin. mecaz Güçlü sevgi uyandırmak. mecaz Zamanında kullanılmadığından hükmünü yitirmek: "Biletini ve tatilini yaktı."- . Türkü, ağıt vb. düzenlemek, bestelemek. "yakmak" nasıl hecelerine ayrılır yak-mak İlgili Kelimelerdökmekgöymek kül etmek yakma | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |