yapışmak
| |||||
yapışmak Yapışıcı olan veya yapışkan bir maddeye bulanmış olan bir şey ayrılmayacak bir biçimde bir yere tutunup kalmak: "Zarfın iyice yapışıp yapışmadığına o kadar dikkat etti ki..."- S. F. Abasıyanık. (-e) İyice yaklaşmak, sokulup değmek: "Geri geri giderek duvara yapıştı."- . (-e) Aralık bırakmayacak biçimde üzerine dokunmak: "Islanan tül gömleği pembe vücuduna yapıştı."- Ö. Seyfettin. (-e) Bir iş yapmak amacıyla, hevesle bir şeyi eline almak: "Dişlerine oltayı almış, tekrar küreklere yapışmıştı."- S. F. Abasıyanık. (-e) Sıkıca yakalamak, tutmak, sarılmak: "Niçin yalan söylüyor, bu zavallıya iftira ediyorsun diye kulağıma yapıştı."- Ö. Seyfettin. mecaz Birini rahatsız etmek, sataşmak, peşini bırakmamak, musallat olmak. "yapışmak" nasıl hecelerine ayrılır ya-pış-mak İlgili Kelimeleryapışma | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |