yatırmak
| |||||
yatırmak Bir kimsenin bir yere yatmasını sağlamak: "Çocuğu bir kenara yatırdım ve kadını omuzlarından tutup bir taşa dayadım."- Y. K. Karaosmanoğlu. (-i, -de) Uyutmak: "Gece beni en üst katta bir odada yatırdılar."- Ö. Seyfettin. (-i) Eğmek, yatık duruma getirmek: "Yağmur ekinleri yatırdı."- . (-i) Konuk etmek. Parayı, işletmek amacıyla bir yere vermek: "Eline geçen serveti ... emlaka yatırıyordu."- E. E. Talu. Parayı bir kuruluşa vermek, teslim etmek: "Telefon parasını PTT'ye yatırdım."- . Bir yiyeceği korumak veya tatlandırmak amacıyla tuz, soğan, yağ vb.nde bir süre bekletmek: "Pastırmayı çemene yatırmak."- . (-i) Düzeltmek, bastırmak, yassıltmak: "Kemal Rıfat avucunun içiyle saçlarını yatırıyor."- A. İlhan. Harcamak: "Sınırlı hoca aylığının yarısını her ay kitaplara yatırır."- H. Taner. "yatırmak" nasıl hecelerine ayrılır ya-tır-mak İlgili Kelimeleryatırma | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |