yırtmak
| |||||
yırtmak Kâğıt, kumaş gibi bükülüp katlanan şeyleri parçalamak: "Artık küstahlığın perdelerini yırtmasam da camlarını çatlatabilirim."- A. N. Asya. Vücudu kanatacak kadar derin çizmek: "Kedi çocuğun elini yırttı."- . Yok etmek, bastırmak. Sağrısını mahmuzla yaralayarak binek hayvanını alıştırmak. mecaz Zorlamak: "Gırtlağımı yırtarcasına haykırırken odaya efendim pürtelaş girdi."- R. H. Karay. mecaz Bir işi yapmaktan kurtulmak. mecaz Köşeyi dönmek. "yırtmak" nasıl hecelerine ayrılır yırt-mak İlgili Kelimeleryırtma | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |