çevirmek
| |||||
çevirmek Bir şeyin yönünü değiştirmek: "Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi."- Y. Z. Ortaç. Öteki yüzünü görünür duruma getirmek: "Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu."- Ö. Seyfettin. Döndürerek hareket ettirmek: "Resimleri albüme yapıştırırken kocası da radyonun düğmesini çevirdi."- S. F. Abasıyanık. Yönetmek, idare etmek: "Eteği belinde, bütün evi o çeviriyor."- H. Taner. Durdurmak: "Taksi çevirmek."- . Yolundan alıkoymak, yoldan döndürmek: "Arkadaşı bizi çevirip evine götürdü."- . Geri göndermek: "Kendisine yollanan parayı çevirmiş."- . Bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek. Çevrilemek, tevil etmek: "Sözü işine geldiği gibi çevirdi."- . (-den) Çeviri yapmak: "Romanlar, hikâyeler yazar; yahut Fransızcadan çevirirmiş."- M. Ş. Esendal. (-i, -le) Bir yerin çevresini bir şeyle sarmak, kuşatmak: "Bağı duvarla çevirmek."- . (-i, -e) Bir durumdan başka duruma getirmek, dönüştürmek: "Evlerini otele çevirdiler."- . (-den, -e) Bir durumdan başka duruma geçmek. (nsz) Kâğıt oyunu oynamak. (nsz), mecaz Hile, dolap, dalavere vb. dürüst olmayan davranışlar ortaya koymak: "Bendenize şikâyetlerin yapılmaması, iş çevirmek isteyenlerin muvaffak olamayacaklarını bilmeleri neticesidir."- Atatürk. "çevirmek" nasıl hecelerine ayrılır çe-vir-mek İlgili Kelimelerçevirmedöndürmek ihata etmek tedvir etmek | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |