çıkarmak TÜRKÇE SÖZLÜK - ÇıKARMAK - çıkarmak
Ana sayfa


çıkarmak
  • SÖZLÜK ANLAMI

  • Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak:
    "Çantasından çok sayfalı, maroken kaplı küçük bir defter çıkardı."- Ö. Seyfettin.

    (-i) Sonunu getirmek:
    "Bu para ile ayı çıkarırız."- .

    (-i) Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek.

    (-i) Bulmak, ortaya koymak:
    "Yalanını çıkarmak. Yanlışını çıkarmak."- .

    (-i) Hatırlamak:
    "Adamı nereden tanıdığımı tam olarak çıkarmaya çalıştım."- N. Cumalı.

    (-i, -den) Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek:
    "Öfkesini benden çıkardı."- .

    (-i, -den) Sağlamak, elde etmek:
    "Ekmeğini taştan çıkarmak."- .

    (-i, nsz) Gibi göstermek, bir davranış yüklemek:
    "Birini hırsız çıkarmak. Suçlu çıkarmak."- .

    Sindirim yolundan dışarı atmak:
    "Sonunda dayanamayıp o gece ne yediyse çıkardı."- İ. O. Anar.

    İlgisini keserek uzaklaştırmak.

    (-i) Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak:
    "İhtiyar hatun, onun ayakkabılarını ve ceketini çıkarıp çekilip gitmişti."- S. F. Abasıyanık.

    (-i) Yayımlamak:
    "Gençlerin tenkitlerini gördü, yeni çıkardıkları edebiyat tarihlerini karıştırdı."- O. S. Orhon.

    (-i) Gidermek:
    "Lekeyi çıkarmak."- .

    (nsz) Sebep olmak, yol açmak:
    "Bir dedektif bürosu açmış, hükûmet zorluk çıkardığından kapatmıştı."- R. H. Karay.

    (nsz) Yapmak, üretmek:
    "Bu terzi çok iş çıkarıyor."- .

    (-e, nsz) Sunmak:
    "Konuklara çerez çıkardı."- .

    (-e, -i) Göstermek:
    "Sosyeteye bir ustabaşıyı kocam diye çıkaracaksın."- M. Ş. Esendal.

    (-i, -le) Bir müzik parçasını notalarıyla çalmak:
    "Yeni öğrendiği bir tangoyu piyanoda tek parmakla çıkarmaya çalışan İlhami..."- H. Taner.

    (nsz) Yollamak, göndermek:
    "Bir adam çıkarıp oğlunu yanına getirtti."- .

    (nsz) Boşaltmak:
    "Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik."- R. H. Karay.

    (nsz) Resim yapmak.

    (nsz) Fotoğraf çektirmek.

    (-i), mecaz Söylemek:
    "Bu dedikoduyu ortaya mutlak bizim arkadaş çıkarmıştır."- O. C. Kaygılı.

    (-i, -den), matematik Üçüncü bir sayı elde etmek üzere belli bir sayıdan, daha az değerli başka bir sayı kadar birim eksiltmek, tarh etmek.

    "çıkarmak" nasıl hecelerine ayrılır
    çı-kar-mak



    İlgili Kelimeler

    çıkarma
    atmak
    fora etmek
    ihraç etmek
    uzaklaştırmak
    tayyetmek
    peyda etmek
    ortaya dökmek


    Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri
    Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri |

    Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı,
    dizinler halinde 120.000 türkçe kelime içinde gezme ve arama
    ayrıca anlam girebilme imkanı, geniş kapsamlı türkçe sözlük


    ©2005 birsozluk.com

    3,515625E-02