çıtlatmak
| |||||
çıtlatmak Bir şeyden "çıt" sesi çıkarmak: "Asabiyetle parmaklarını çıtlattı."- A. Gündüz. Antep fıstığının kabuğunu aralamak. İş parçalarının bazı yerlerini oyup çıkarmadan makasla kesmek. (-i, -e), mecaz Bir kimseye, bilmediği bir şeyden ancak sezdirecek kadar söz etmek: "Kim bana bu sevdanın sonu çıkmaz olduğunu hafif yollu çıtlatacak olsa kırılarak karşı çıkıyor, çıtlatana düşman kesiliyordum."- N. Cumalı. "çıtlatmak" nasıl hecelerine ayrılır çıt-lat-mak İlgili Kelimelerçıtlatma | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |