örmek
| |||||
örmek İplik, yün, tel, saz vb.ni birbirine dolayarak işlemek veya tezgâhta dokumak: "Balık ağı örerken, ağları tamir ederken okur o!"- S. F. Abasıyanık. Kumaşlardaki delikleri elde iplikle besleyerek kapatmak: "Paltonun sırtını güve yemişti de ben örmüştüm."- B. Felek. Saç, yele vb. şeylerin tellerini birkaç bölüme ayırıp birbirine geçirmek yolu ile dağınıklıktan kurtarmak: "Kız saçlarını örmüş."- . Duvar yapmak veya onarmak: "Bu duvarı iki günde ördüler."- . Estetik kaygıyla, duygulu biçimde bir güzelliği ortaya koymak: "Bu yeni zevke göre, şiir ve nesir örenler yok."- Y. K. Beyatlı. mecaz Müzik, edebiyat vb.nde bir özelliği oluşturmak, ortaya koymak: "Yaşadıkça kendi kabuğunu yetiştiren sümüklü böcek gibi talihimizi biz kendimiz öreriz."- A. Ş. Hisar. "örmek" nasıl hecelerine ayrılır ör-mek İlgili Kelimelerörme | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |