| |||||
bakmak Bakışı bir şey üzerine çevirmek: "Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim"- C. S. Tarancı. Aramak. Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak: "Limana bakan penceresinden deniz görünürdü."- O. V. Kanık. Bir şeyin gelişmesi veya iyi bir durumda kalması için emek vermek. Beslemek, geçindirmek: "Üç çocuklu bir aileye bakıyor."- . Bir iş birinden beklenmek: "Evin bütün işleri bana bakıyor."- . Hastayı muayene etmek. Tedavi etmek için ilgilenmek. Yoklamak, incelemek, denemek: "Git bak bakalım, evdeler mi? Şu hesaba sen de bak. Yemeğin tadına bakar mısınız?"- . Bir işi yapmak, bir işi yapmakla görevli olmak: "Pasaport işine polis bakar."- . (nsz) İlgilenmek: "Baktılar, ettiler, ilaç, tedavi, faydası olmadı."- E. Bener. Uğraşmak, meşgul olmak: "Çocuğum, sen derslerine bak."- . Yapılabilmesi bir şeye bağlı bulunmak: "Bu iş beş bin liraya bakar."- . Gözetmek, korumak. Renklerde benzemek, andırmak: "Bu kumaşın rengi yeşile bakıyor."- . Önem vermek, önem vererek üzerinde durmak: "Aşka kutsal gözle bakanları üzmekten korkarım."- R. H. Karay. (nsz) Anlamak, farkına varmak: "Bazı akşamlar bakarım Halil savuşur, nereye gittiğini de kimseye söylemez."- M. Ş. Esendal. Başka bir şeyle ilgilenmeyip elindeki veya önündeki işle uğraşır olmak: "Yemeğini yemene bak! Vaktini boş geçirmemeye bak!"- . (nsz) Bebeğin veya çocuğun eğitim ve bakımıyla ilgilenmek: "Kadınlar, iş dönüşü çocuk bakıyor, yemek hazırlıyorlardı, o yorgunlukla."- N. Cumalı. "bakmak" nasıl hecelerine ayrılır bak-mak İlgili KelimelerBAKMAesermek yoklamak | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |