yoklamak
| |||||
yoklamak Dokunarak incelemek: "Hem kendimi hem etrafımda gördüğüm eşyayı elimle yokladım."- R. H. Karay. Bakmak, gözden geçirmek, kontrol etmek: "Gecenin bir vaktinde şeytan gelmiş yoklamış."- E. Şafak. Durum, bilgi, niyet vb.ni belirlemeye veya anlamaya çalışmak: "Kalbimi ne zaman yokladımsa ona dair bir iz bulamadım."- S. M. Alus. Ziyaret veya sağlığını sormak amacıyla birine gitmek: "Ara sıra da birimizden biri yukarı çıkarak Sevim'i yokluyordu."- R. N. Güntekin. Ara sıra etkisini göstermek: "İlaç aldığım hâlde ağrılarım yine beni yokluyor."- . Aramak, araştırmak: "Odaların köşe bucağını yoklamaya başladılar."- M. Ş. Esendal. "yoklamak" nasıl hecelerine ayrılır yok-la-mak İlgili Kelimelerbakmakkontrol etmek şakullemek şavullamak yoklama | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |